Haliç'in kuzey kıyısı güneyi ile birlikte, hatta daha önce sanayileşti. Osmanlılar başlıca tersanelerini Kasımpaşa kıyısında kurmuşlardı. 19. yüzyıldan itibaren de başka sanayi dalları buraya yerleşti. Kasımpaşa'da gördüğümüz büyük ve eski yapıların çoğu Osmanlı döneminden beri Bahriye'nin elindeydi. Örneğin Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Osmanlı döneminde Bahriye Nezareti olarak inşa edilmişti. Heybeliada'ya taşınmadan önce Deniz Harp Okulu buradaydı. Tepedeki Deniz Hastanesi de başından beri aynı işlevi görmekte. Komutanlığın karşısındaki Cezayirli Hasan Paşa İlkokulu 19. yüzyıl yapısı. Cezayirli Hasan Paşa'nın bu semtte bir camisi, iki çeşmesi bulunmaktadır ve bunları kendisi yaptırdığı için tarihleri 18. yüzyılın son çeyreğine uzanır. Cami denize yakın Kalyoncu Kışlası'nın içinde. Semtin bir başka önemli camisi Bahriye Caddesi üzerinde, Kanuni döneminde yapılan Güzelce Kasım Paşa Camii'dir. Yandıktan sonra, Abdülaziz tarafından yeniden yaptırılmış. Semtin adı, bu Kasım Paşa'dan gelir. Bu çevredeki en önemli yapı, epey içerlerde kalan ve şimdi önünden çevre yolu geçen Sinan'ın ilginç eserlerinden Piyale Paşa Camii'dir. Altı kubbesiyle Anadolu'da Osmanlı öncesinden beri devam eden Ulucami kategorisine girer, ama o tipin son derece geliştirilmiş ve inceltilmiş bir örneğidir. Sinan zamanında, artık Ulucami tipi geride bırakılmıştı ama o bu eserinde, eski bir mimari türe dönüyor ve onu yeniden yorumluyor. Külliyesinin bir çok parçası bugüne gelemeyen caminin hamamı ve türbesi ayaktadır. Yeniden deniz kenarına döndüğümüzde tersanenin içinde Çorlulu Ali Paşa'nın bu şehirdeki ikinci camisini görürüz. 18. yüzyıl başında yapılan cami, sonraki restorasyonda asıl kimliğini kaybetmiştir.